Amplifikatör (Amplifier)

Amplifikatör(amplifier)

Yükselteç manasına gelir. Güç amplifikatörü (power amplifier ya da kısaca power amp), line seviyesindeki sinyali bir veya daha fazla hoparlörü sürebilecek seviyeye yükselten cihaza verilen isimdir. İki ana bölümden oluşur: Amplifier adı verilen sinyal seviyesini yükselten devre ve bu devreye güç sağlayan power supply.

Amp’ler yapı ve tasarım olarak 2’ye ayrılır: Tüplü aplifikatörler ve transistörlü amplifikatörler. Modern amplifikatörler transistörlü tasarımlarla üretilmektedir. Tüplü amplifikatörler, kullanılan malzeme ve diğer üretim maliyetlerinden dolayı pahalıdır. Tüplü amplifikatörlerin sıcak ve kendine özgü bir sesi vardır fakat tüplü amp’ler alt frekansları üretmekte pek başarılı değildir. Transistörlü amplifikatörlerin üretim maliyetleri daha düşüktür. Piyasada bulunan amp’lerin çoğu transistörlüdür. Tüplü amp’ler günümüzde sadece meraklıları için üretilmektedir. Transistörlü amp’ler alt frekansları tüplü amp’lere göre daha iyi üretirler.

Ses Frekans Aralıkları:

Bass:

20  40  Alt Kalın-Deep Bass
40  80  Kalın-Mid Bass
80  160  Üst Kalın-Upper Bass

Middle:

160  320  Alt Orta-Lower Midrange
320  640  Orta-Midrange
640  1280  Üst Orta-Upper Midrange

Treble:

1280  2560  Al t Tiz-Lower Treble
2560  5120  Orta Tiz-Middle Treble
5120  10240  Üst Tiz-Upper Treble

Hoparlör Çapları: Tek bir hoparlör, 20 Hz-20 kHz arasında veya bu aralığı biraz daha daraltırsak, 50 Hz-18 kHz arasında ses üretemez. Büyük çaplı hoparlörler bas sesleri, küçük çaplı hoparlörler de tiz sesleri daha başarılı bir şekilde üretirler. Küçük çaplı hoparlörler daha hızlı hareket eder, büyük çaplı hoparlörler daha çok hava iter.

 Tiz sesler için kullanılan hoparlörlere tweeter, mid sesler için kullanılan hoparlörlere squawker, bas sesler için kıllanılan hoparlörlere woofer, alt baslar için kullanılan hoparlörlere de sub-woofer adı verilir.

Line Sinyal Seviyesi (LSS): Preamp çıkışından power amp girişine kadar kullanılan tüm donanımlar içerisinde dolaşan sinyal seviyesine line sinyal seviyesi (LSS) denir.

Hoparlör Çeşitleri: Tasarım olarak iki ana hoparlör çeşidi vardır. Bunlar: Sealed-Air Suspension, Ported-Vented-Bass Reflex’tir.

Sealed veya air suspension hoparlörlerin kabinleri tamamen kapalı ve mümkün olduğunca hava geçirmeyecek şekilde tasarlanır. Bunların avantajları hacim olarak küçük olmaları, dolayısıyla daha az yer kaplamalarıdır. Sealed veya air suspension tipi hoparlörlerin dezavantajları ise alt frekansları diğer bir deyişle bas sesleri iyi üretememeleri ve genel olarak verimsiz olmalarıdır.

Ported, vented veya bass reflex tipi hoparlörlerde kabinin içerisindeki havanın dışarıdaki havayla karışmasını sağlayan bir açıklık bulunur. Bu açıklık bir helmholtz rezonatörü gibi çalışı alt frekansları akustik olarak güçlendirir. Bu tip hoparlörler bas sesleri, sealed ve air suspension hoparlör kabin tasarımlarına göre çok daha başarılı bir şekilde üretir. Ported, vented ve bass reflex tasarımların bir diğer avantajı verim açısından diğer hoparlörlere göre daha başarılı olmalarıdır. Bu tasarımların tek olumsuz yönü bazı hoparlörlerde ortaya çıkabilen faz problemleridir.

Combo; Preamp + poweramp + speaker bir arada demek. Head olursa sadece preamp + power amp olur, speaker kısmı (kabin) olmaz.

Faz: Eğer iki sinyal iki hoparlöre aynı anda gönderiliyorsa ve bu iki hoparlör de aynı yönde (öne ve arkaya doğru) hareket ediyorsa o zaman bu, iki hoparlörün fazlarının aynı yönde olduğu anlamına gelmektedir. Birbirlerinin tersi yönde gidiyorlarsa fazlar ters demektir.

İki hoparlörün fazlarının birbirlerine göre ters olması durumunda bazı frekanslar birbirlerini yok edecekleri için ses incelmiş gibi çıkar.

Tüm hoparlörlerin artı kutupları amp’lerin çıkışlarının artı kutuplarına, eksi kutupları da amp’lerin çıkışlarının eksi kutuplarına bağlanmalıdır. Aksi halde karışık bağlantılar faz çakışmasına yol açar.

Crossover: Sinyali frekans aralıklarına bölüp dağıtan devre veya cihazlara crossover adı verilir.

Pasif Crossover: Bu sistemde devre kabinin içindedir. Amp’den gelen yükseltilmiş sinyal kabinin içindeki bu devreye girer ve burada bas, tiz veya bas, mid ve tiz hoparlörlere dağıtılır.

Eğer sistemde tek crossover noktası varsa, diğer bir deyişle sinyal bas ve tiz olarak iki ayrı frekans aralığına bölünüyorsa, bu sisteme two-way (iki yollu sistem) adı verilir. Eğer sistemde iki crossover noktası varsa; sinyal bas, mid ve tiz olarak 3 ayrı frekans aralığına bölünüyorsa, bu sisteme three-way (üç yollu sistem) adı verilir.

Aktif Crossover: Aktif c. Sisteminde mikserden gelen line seviyesindeki sinyal crossover cihazına girer, burada iki veya daha fazla frekans aralığına bölünür, amp’lere dağıtılır, yükseltilip hoparlör kabini içerisindeki hoparlörlere gönderilir.

Aktif crossoverın avantajı lss ile çalışıp bozulma ve güç kaybını azaltmasıdır.

Aktif crossoverla sürülen bir hoparlör sisteminde her frekans aralığı için ayrı bir amp kullanılır. Eğer sinyal bas ve tiz olarak bölünüyorsa buna bi-amplified veya bi-amp denir. “Bi”, iki anlamına gelmektedir. Bi-amp ismi hoparlör kabini içindeki bas ve tiz hoparlörlerin ayrı ayrı amplifikatörlerle, diğer bir deyişle toplam iki amp ile sürülmesinden gelir.

Eğer sinyal aktif crossover tarafından bas, mid ve tiz olarak üç ayrı frekans aralığına bölünüyorsa bu durumda bu hoparlörü sürmek için üç ayrı amp gerekecektir. Böyle bir sisteme de tri-amplified adı verilir.

Büyük konser sistemlerinde sub-bass veya bas, alt-mid, üst-mid ve tiz olarak dört ayrı frekans aralığı kullanılır.

Distortion: Sinyalin içinde bulunduğu manyetik alandan kaynaklanan bozulmaya denir. İlk olarak 1951 yılında Jackie Brenson’ın kaydettiği rocket 88 adli albümün sahibi grubun elemanlarının Philips’in Memphis’teki stüdyolarına giderken yolda düşürdükleri amp’in bozulmuş (distorted) bir ses çıkarması ve bunun beğenilip kayıtta kullanılması sonucu elde edilmiştir. Elektrik gitar’dan çıkan jin jin sesi, rock ve metalin yapıtaşıdır.

Overdrive; Aldığı sinyalde hafif miktarda kirlenime neden olan ve efekt diziliminde güçlendirici olarak da kullanılabilen devre.

Empedans; Bir devreden geçen alternatif akımın direncidir. Ohm cinsinden ifade edilir. Z, empedans için kullanılan bir semboldür(diğeri omega). High-Z veya hi-Z yüksek empedans; low-Z veya lo-Z düşük empedans anlamına gelmektedir.

Bir cihazı diğerine bağlarken, ilk cihazın çıkış empedansı ikinci cihazın giriş empedansı ile ya aynı olmalıdır ya da ikinci cihazın giriş empedansı ilk cihazın çıkış empedansından 10 kat fazla olmalıdır.

Pre-amp; Preamp genel tanımı ile giriş sinyalini yükselten devredir. Genellikle mikrofon ve gitar için kullanılırlar, farklı amaçlar için olanları da elbet mevcuttur. Bildiğimiz üzere mikrofonlar sesi alan ve elektrik sinyali olarak gönderen üniteydi ancak bu sinyal çok düşük seviyedeydi ve yükseltilmesi lazımdı. İşte bu sebeple preamp zincirdeki önemli yapılardan biridir. Preamp sadece bir ünite değildir. Aynı zamanda bir devredir yani minimal yapılarda farklı cihazlara entegresi mümkündür. Buna örnek verecek olursak mikserlerin mikrofon kanalları, ses kartlarındaki bazı line ve mikrofon kanalları mutlaka preamp içerir. Bunun nedeni ise sistemden net bir sinyal alınabilmesidir. Bir preamp devresi birçok elementten oluşur. Ancak sese en çok etkisi olan noktalar, giriş ve çıkış trafoları, lambalı veya lambasız oluşu, lamba farkı gibi birçok etken söz konusu olabilir. Çalışma olarak, sinyal ilk olarak giriş trafosundan geçer devre üzerinde devam ederek lambadan geçirilir ve çıkış trafosundan ses alınır ve çevirici üniteye yollanır.

Hybrid amp; Hybrid demek yarı lambalı gibi birşey. Preamp katında lamba var fakat power katında yok. All-tube demek preamp ve power katı lambalı demek.

, , , ,